KIZIL ÖTESİ / İNFRA RED :
Kızılötesi (Kızılaltı, IR veya Infrared) ışınım, dalgaboyu görünür
ışıktan uzun fakat terahertz ışınımından ve mikrodalgalardan daha kısa olan
elektromanyetik ışınımdır.
Teknolojide kabul edilen ismi olan infrared Latince'de aşağı
anlamına gelen infra ve ingilizce kırmızı anlamına gelen red kelimelerinden
oluşmaktadır ve kırmızı altı anlamına gelir. Kırmızı görünür ışığın en uzun
dalgaboyuna sahip rengidir. Kızılötesi ışınımın dalgaboyu 750 nanometre ile 1
mikrometre arasındadır. Normal sıcaklığındaki insan vücudu 10 mikrometre
civarında ışıma yapar.
Doğrudan alınan güneş ışığı %47 kızılötesi, %46 görünür ışık ve %7
morötesi ışınımdan oluşur.
Konu başlıkları
1 Kızılötesi ışının altbantları
2 Uygulamalar
2.1 Kızılötesi filtreler
2.2 Gece görüş sistemleri
2.3 Termografi
2.4 Takip sistemleri
2.5 Isıtma
2.6 İletişim
2.7 Spektroskopi
2.8 Meteoroloji
2.9 İklimbilim
2.10 Gökbilim
2.11 Sanat tarihi
2.12 Biyolojik sistemler
2.13 Fotobiyomodülasyon
3 Sağlık riskleri
4 Kızılötesi yayan bir cisim olarak Yerküre
5 Kızılötesi biliminin tarihçesi
6 Ayrıca bakınız
7 Dış bağlantılar
8 Kaynakça
Kızılötesi ışının
altbantları Nesneler oldukça geniş bir tayfta kızılötesi ışınım yayarlar, fakat
algılayıcılar sadece belli bantgenişliklerini algılayabildikleri için
genellikle kızılötesinden kastedilen belirli bantlardır. Bu yüzden kızılötesi
bandı daha küçük altbantlara bölünmüştür.
Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (CIE) kızılötesi ışınımı
aşağıdaki bantlara ayırmayı teklif etmiştir.
IR-A: 700 nm–1400 nm
IR-B: 1400 nm–3000 nm
IR-C: 3000 nm–1 mm
Sıkça kullanılan bir bölümleme biçimi şöyledir:
Yakın kızılötesi (NIR, IR-A DIN): 0.75-1.4 µm dalgaboyları
arasındadır. Düşük kayıp miktarı yüzünden genellikle fiberoptik iletişimde
kullanılmaktadır. Gece görüş ekipmanları da genellikle bu dalgaboyunu kullanır.
Orta dalga kızılötesi (MWIR, IR-C DIN): 3-8 µm. Güdümlü füze
teknolojisinde kullanılmaktadır.
Uzun dalga kızılötesi (LWIR, IR-C DIN): 8–15 µm. Dışarıdan bir
ışınım kaynağına gerek duymadan sadece nesnelerin yaydığı ısıyla çalışan termal
görüntüleme cihazları bu bandı kullanır.
Uzak kızılötesi (FIR): 15-1,000 µm
Astronomide ise kızılötesi tayf aşağıdaki gibi ayırılır:
Yakın: (0.7-1) to 5 µm
Orta: 5 to (25-40) µm
Uzun: (25-40) to (200-350) µm
Uygulamalar Kızılötesi
görüntüleme hem sivil hem de askeri kullanım alanları bulmuştur. Hedef tesbiti,
gözlemleme, gece görüşü, güdüm ve takip sistemleri gibi askeri kullanım
alanlarının yanında, ısıl verimlilik analizi, uzaktan sıcaklık ölçme, kısa
mesafeli kablosuz iletişim, spektroskopi ve hava tahmini gibi alanlarda da
kullanılmaktadır. Kızılötesi gökbilim algılayıcılarla donatılmış teleskoplar
kullanarak uzayın normal teleskoplarla, moleküler bulutlar gibi uzay tozları
yüzünden görüntülenemeyen alanlarını görüntülemekte, gezegenler gibi soğuk
cisimleri bulmakta ve Evren'in uzak geçmişinden kalan yüksek miktarda kırmızıya
kayma'ya sahip nesneleri görüntülemekte kullanılmaktadır.
Atom seviyesinde kızılötesi enerji dipol momentini değiştirerek
molekülleri titreştirmekte kullanılmaktadır. Kızılötesi spektroskopi,
kızılötesi frekanslara sahip fotonların soğurulması ve yayınlanmasını
araştırır.
Kızılötesi filtreler
Kızılötesi filtreler birçok farkli malzemeden üretilebilir. Bunlardan bir
tanesi görünür ışığın %99'unu kesebilen polysulphone isimli plastiktir.
İnfrared filtreler asker gece görüş dürbünlerinde sahneyi kızılötesi ışıkla
aydınlatırken, görünür ışığı keserek, dürbünün kullanıcısının dışarıdan
görülmesini engeller.
Gece görüş sistemleri Ana
madde: Gece görüş dürbünü
Kızılötesi, görünür ışığın yeterli olmadığı durumlarda gece görüş
sistemlerinde kullanılmaktadır. Gece
görüş sistemleri ortamdaki az sayıda fotonun elektronlara çevirilerek, kimyasal
ve elektriksel bir süreçle yükseltilmesi esasıyla çalışır.
Kızılötesi görüş sistemleri termografi ile karıştırılmamalıdır. Bu
tip sistemler ortamdaki ışığı değil sıcak cisimler tarafından yayılan
kızılötesi ışınımı kullanırlar.
Termografi Ana madde:
Termografi
Kızılötesi ışınım cisinlerin sıcaklığını uzaktan belirlemeye
yarar. Termografi (veya termal görüntüleme) genelde askeri ve sanayi amaçlarla
kullanılsa da üretim maliyetlerinin düşmesiyle kızılötesi kameralar olarak
tüketici pazarına da girmiş bulunmaktadır.
Kızılötesi ışınım her sıcaklıktaki cisim tarafından yayınlandığından
(bkz: kara cisim ışınımı) termografi sayesinde hiç ışık olmaksızın bütün ortamı
görmek mümkündür. Bir cismin yaydığı kızılötesi ışınım miktarı sıcaklıkla
birlikte arttığından, termografi sıcaklık farklarını da görmeyi sağlar.
Takip sistemleri Kızılötesi
takip sistemleri (kızılötesi güdüm sistemleri olarak da bilinir) hedefin
yaydığı kızılötesi ışınımı, hedefi takip etmek için kullanır. Kızılötesi takip
sistemi kullanan füzeler, sıcak cisimler kızılötesi ışık yaydığından "ısı
güdümlü füze" olarak da bilinir. İnsanlar, araç motorları ve uçaklar gibi
birçok nesne ısı ürettiğinden kızılötesi dalgaboylarında arkaplandan kolayca
ayırt edilebilir.
Isıtma Kızılötesi ışınım
bir ısı kaynağı olarak kullanılabilir. Kızılötesi sauna ve bazı elektrikli sobalarda
ısınma amacıyla, uçak kanatlarında ise oluşan buzu eritmek amacıyla
kullanılırlar. Kızılötesi ışınım aynı zamanda bir sağlık ve fizyoterapi
alanında da kullanılmaktadır. Kızılötesi ışınım etraflarındaki havayı ısıtmadan
sadece ışık geçirmeyen cisimleri ısıttığından yemek pişirme için de
kullanılabilir.
Kızılötesi ısıtma sanayide boya kurutma, plastik üretimi, tavlama,
plastik kaynaklama gibi alanlarda da popüler olmaya başlamıştır. Bu tip
uygulamalarda kızılötesi ısıtma yavaş yavaş geleneksel fırın ve ısıtma
elemanlarının yerini almaktadır. Malzemenin karakteristiğine uygun kızılötesi
frekans seçimi enerji verimliliğini de arttırmaktadır.
İletişim IR veri iletişimi
bilgisayar cihazları arasında kısa mesafe iletişimde kullanılmaktadır. Bu tip
aygıtlar genellikle IrDA protokülüne uygun üretilmektedir. Uzaktan kumandalar
ve IrDA cihazlar, plastik bir mercek tarafından odaklanıp, dar bir ışın haline
getirilen, kızılötesi LED ışığı kullanmaktadır. Bu LEDi kapatıp açarak (modüle
ederek) bilgi kodlanır ve karşı tarafa aktarılır. Alıcı bir silikon fotodiyot
kullanarak kızılötesi ışığı yeniden elektrik akımına çevirir. Fotodiyot sadece
verici tarafından üretilen hızla titreşen sinyala tepki gösterir, bu şekilde
ortamdaki yavaş değişen ışığı filtrelemiş olur. Kızılötesi ışık duvarları
geçemediğinden başka odalardaki cihazları etkilemez, bu yüzden yoğun yerleşim
alanlarında kullanılmaya uygundur. Kızılötesi iletişim aynı zamanda uzaktan
kumanda aletlerinde en sık tercih edilen iletişim metodudur.
Kızılötesi lazer kullanan açık hava optik iletişim cihazları
şehirlerde noktadan noktaya yüksek hızlı iletişim sağlamanın, fiber optik kablo
çekmenin masrafıyla karşılaştırıldığında ucuz bir yoludur.
Kızılötesi lazerler aynı zamanda fiberoptik iletişim sistemlerinde
de kullanılır. 1.330nm (en az saçılım) ve 1.550nm (en iyi iletim)
frekanslarındaki ışık fiberoptik iletişimde tercih edilir.
Spektroskopi Ana madde:
Spektroskopi
Kızılötesi spektroskopi atomlar arasındaki bağları analiz ederek
molekülleri tanımlamaya yarayan bir tekniktir. Her kimyasal bağ kendine has bir
frekansta titreşir. Bir moleküldeki bir grup atom (mesela CH2) bağların esneme
ve bükülme hareketlerinden dolayı birden fazla titreşim moduna sahip olabilir.
Eğer bir titreşim molekülün dipol momentinde değişime yol açarsa molekül aynı
frekansa sahip bir foton soğurur. Çoğu molekülün titreşim frekansları,
kızılötesi ışığın frekanslarına denk düşer. Genellikle bu teknik
4000-400cm-1lik orta-kızılötesi ışınım kullanarak organik bileşikleri analiz
etmekte kullanılır. Örneğin soğurduğu tüm frenkanslar kaydedilir. Bu tayf
kullanılarak örneğin içeriği ve saflığı hakkında bilgi edinilebilir.
Meteoroloji Ana madde:
Meteoroloji
Meteoroloji uyduları termal ve kızılötesi fotoğraflar çekebilen
radyometrelerle donatılmıştır. Bu fotoğrafları kullanarak eğitimli analistler
bulutların yüksekliklerini ve tiplerini belirleyebilir, kara ve deniz
sıcaklıklarını ölçebilir ve okyanus yüzey olaylarını görebilirler. Tarama
genellikle 10,3-12,5 µm frekanslarında yapılır.
Sirrus ve Kümülonimbüs gibi yüksek buz bulutları parlak beyaz,
Stratus ve Stratokümülüs gibi daha alçak ve sıcak bulurlar ise gri olarak
güzükür. Sıcak yüzey şekilleri koyu gri veya siyah olarak görülür. Kızılötesi
görüntülemenin bir dezavantajı stratus veya sis gibi alçak bulutların
sıcaklığının yüzey sıcaklığına yakın olması sebebiyle bazen yer ve deniz
yüzeyinin görüntülenememesidir. Avantajı ise gece de kızılötesi fotoğraf
çekmenin mümkün olması sayesinde hava durumunun sürekli izlenebilmesidir.
Bu tip kızılötesi görüntüler nakliye endüstrisi için çok önemli
olan Gulf Stream gibi okyanus akıntılarının ve anaforların görüntülenmesini
sağlar. Balıkçılar ve çiftçiler hasatı donmaya karşı korumak ve çıkarılan deniz
mahsulü miktarını arttırmak için kara ve deniz sıcaklıklarını öğrenmek ister.
El Niño gibi fenomenler de bu şekilde görüntülenebilir. Bilgisayarlı
renklendirme teknikleri kullanılarak, normalde siyah-beyaz olan termal
resimler, ilgilenilen bilginin daha kolay göze çarpması için renklendirilebilir.
İklimbilim İklimbilim
alanında, dünya ile atmosfer arasındaki enerji alışverişindeki trendleri
izlemek amacıyla atmosferik kızılötesi ışınım takip edilir. Bu trendler
dünyanın iklimindeki uzun dönem değişiklikler hakkında bilgi verir. Küresel
ısınma araştırmalarında güneş radyasyonu ile birlikte takip edilen en önemli
iki parametreden biridir.
Gökbilim Ana madde:
Gökbilim
Spitzer Uzay Teleskobu güneş yörüngesinde dönen bir kızılötesi
uzay gözlemevidir. NASA fotoğrafı.Gökbilimciler elektromanyetik tayfın
kızılötesi bölümüne düşen cisimleri, aynalar, mercekler ve hatı hal
algılayıcıları gibi optik elemanlarla gözler. Bu yüzden de kızılötesi gökbilim,
optik gökbilim altında sınıflandırılmıştır. Bir resim oluşturabilmesi için
kızılötesi teleskobun parçaları ısı kaynaklarından dikkatlice yalıtılmış
olmalıdır. Bu yüzden algılayıcılar sıvı helyum kullanılarak soğutulur.
Dünyadaki kızılötesi teleskopların duyarlılığı atmosferdeki su
buharının kızılötesi tayfın önemli bir bölümü soğurmasından dolayı oldukça
sınırlıdır. Bu sınırlamadan teleskopu yüksek bir yere yerleştirerek veya
teleskobu bir sıcak hava balonu ve uçağın üzerine monte ederek kısmen kurtulmak
mümkündür. Uzaydaki teleskoplar bundan etkilenmez, bu yüzden de kızılötesi
gökbilim en iyi uzayda yapılır.
Gökbilimciler için tayfın kızılötesi kısmının birçok önemi vardır.
Galaksimizdeki soğuk, karanlık gaz ve tozdan oluşan moleküler bulutlar
yıldızlar tarafından ısıtıldıklarından kızılötesi ışınım yayarlar. Kızılötesi
aynı zamanda henüz görünür ışık vermemeye başlamamış olan önyıldızların da
görülmesini sağlar. Yıldızlar yaydıkları enerjinin sadece küçük bir kısmını
kızılötesi olarak verirler, bu yüzden kızılötesi gözlem gezegenler gibi soğuk
nesneler daha kolay ayırt edilebilmesini sağlar. Görünür ışıkta yıldızın
yaydığı parlaklık, gezegenden yansıdan az miktarda ışığı boğar.
Kızılötesi ışık aynı zamanda aktif gökadalerin gaz ve tozla sarılı
çekirdeklerini incelemekte de yardımcı olur. Uzaktaki galaksiler de kırmızıya
kayma sebebiyle en iyi kızılötesi teleskoplarla görülür.
Arnolfini'nin Evlenmesi - Jan van Eyck, Ulusal Galeri, Londra
Sanat tarihi Sanat tarihçilerinin verdiği isimle kızılötesi reflektogramlar
resimlerin alt katmanlarında gizli çizimleri günışığına çıkartabilir. Karbon
siyahı resmin tüm arkaplanını boyamak için kullanılmadığı sürece reflektogramda
iyi görüntü verir. Sanat tarihçileri, sanatçının resim üzerinde daha sonradan
yaptıkları düzeltmeleri (pentimento) bu metodla görebilirler. Bu bilgi bir
resmin orijinali olup olmadığını anlamakta faydalıdır. Genellikle bir resimde
ne kadar pentimento varsa orijinal olma olasılığı o derece fazladır. Bu metod
aynı zamanda sanatçının çalışma yöntemine dair de ipuçları verir.
Bu tarz bir kullanım diğer tarihçiler arasında da, özellikle çok
eski yazılı eserlerin incelenmesinde kullanılmaktadır. Mürekkebin içinde kullanılan karbon oldukça
iyi görüntü verir.
Biyolojik sistemler Çıngıraklı yılanların kafasında bir çift
kızılötesi algılayıcı çukuru bulunur. Bu biyolojik algılama sisteminin ısıya
duyarlılığı konusu belirsizdir.
Isıl algılayıcıları bulunan başka organizmalar arasında pitonlar
(Pythonidae familyası)), boaların bazıları (Boidae familyası)), vampir
yarasalar (Desmodus rotundus), bazı böcekler (Melanophila acuminata), koyu renk
pigmentli kelebekler (Pachliopta aristolochiae ve Troides rhadamantus plateni)
ve büyük ihtimalle kan emici böcekler (Triatoma infestans) bulunmaktadır.
Fotobiyomodülasyon Yakın
kızılötesi ışık kemoterapi neticesinde oluşan ağıziçi ülserin tedavisinde ve
yaraların iyileşmesine yardımcı olarak kullanılmaktadır. Herpes tedavisinde
kullanımına ilişkin bir takım çalışmalar da vardır.Aynı zamanda merkezi sinir
sistemi tedavisinde kullanımı konusunda da araştırmalar yapılmaktadır.
Sağlık riskleri Bazı yüksek
ısılı sanayi ortamlarında kullanılan kuvvetli kızılötesi ışınım gözlere ve
görme duyusuna zarar verebilir. Görünmez olması riski arttırmaktadır. Bu yüzden
bu tür yerlerde kızılötesi koruyucu gözlük takılması zorunludur.
Kızılötesi yayan bir cisim
olarak Yerküre Yerkürenin yüzeyi ve bulutlar güneşin yaydığı görünen ve
görünmeyen ışınları soğurarak çoğunu kızılötesi ışınım halinde yeniden
atmosfere yayar. Atmosferde su buharı, karbon dioksit, metan, azot oksit,
kükürt hekzaflorid ve kloroflorokarbonlar gibi maddeler bu ışınımı soğurarak
her yönde yeniden yayarlar. Bu yüzden güneşten gelen enerjinin bir kısmı
atmosfer içinde tutulur ve sera etkisi denilen duruma yol açar.
Kızılötesi biliminin
tarihçesi Kızılötesi ışınımın keşfi genellikle bir 19. yüzyılda yaşamış bir
gökbilimci olan William Herschel'a ithaf edilir. Herschel Royal Society of
London'dan daha evvel, 1800 yılında bulgularını yayınlamıştır. Herschel bir
üçgen prizma kullanarak güneşten gelen ışığı kırmış ve tayfın içinde kırmızının
altında bulunan kızılötesi ışınımı bir termometre kullanarak tespit etmiştir.
Sonuca şaşırarak bulduğu bu ışınıma "Kalorifik ışınlar" ismini
vermiştir. Kızılötesi terimi 19. yüzyılın sonlarına kadar kullanıma
girmemiştir.
Diğer önemli tarihler şöyledir:
1835: Macedonio Melloni ilk termofil IR algılayıcıyı yaptı;
1860: Gustav Kirchhoff karacisim teorisini yayınladı ;
1873: Willoughby Smith selenyum'un fotogeçirgenliğini keşfetti;
1879: Stefan-Boltzmann
formülünü deneysel olarak keşfetti;
1880ler & 1890lar: Lord Rayleigh ve Wilhelm Wien karacisim
denkleminin bir parçasını çözdüler, fakat her iki çözüm de yaklaşık değerdeydi;
1901: Max Planck karacisim denklemini ve teorisini yayınladı.
Sorunu mümkün olan enerji geçişlerini kuantize ederek çözdü;
1900lerin başı: Albert Einstein fotoelektrik etki teorisini
geliştirerek, fotonun varlığını keşfetti;
1917: Theodore Case thallous sulfit algılayıcısını geliştirdi;
İngilizler ilk kez 1. Dünya savaşında Kızılötesi arama ve takip sistemini
geliştirerek 1.6km'ye kadar uçakları tespit etmekte kullandı;
1935: 2. Dünya savaşında ilk füze güdüm sistemleri geliştirildi;
1938: Teau Ta piroelektrik etkinin kızılötesi ışınımı tespit etmek
için kullanılabileceği tahminini yürüttü;
1952: H. Welker InSb'yi keşfetti;
1950ler: Paul Kruse Texas Instruments ile birlikte 1955'ten önce
ilk infrared görüntüleri elde etmeyi başardı;
1950ler ve 1960lar: Fred Nicodemenus, G.J. Zissis ve R. Clark,
Jones tarafından radyometrik birimler ve terimler oluşturuldu.;
1958: W.D. Lawson Malvern'deki Royal Radar Establishment'ta
HgCdTe'nin IR algılama özelliğini buldu;
1958: Kızılötesi takip yapan Falcon & Sidewinder füzeleri
geliştirildi ve kızılötesi algılayıcılar üzerine ilk ders kitabı by Paul Kruse,
et al. tarafından yayınlandı;
1961: J. Cooper piroelektrik algılayıcıların çalıştığını gösterdi;
1962: Kruse ve Rodat HgCdTe tekniğini geliştirdi;
1965: İlk IR elkitabı; ilk ticarı tarayıcılar (Barnes, Agema {FLIR
Systems Inc. ile birleşti}); Richard Hudson'ın önemli metni; Hughes tarafından
üretilen F4 TRAM FLIR ; A.B.D. ordusu gece görüş laboratuvarı kurdu ve Rachets
burada algılama ve tanımlama üzerine çalışmalar yaptı;
1970: Willard Boyle & George E. Smith Bell Labs'de CCD fikrini
görüntülü telefonlarda kullanması amacıyla teklif etti;